Açıklama | Cami Büyükçekmece’de müstakil villaları barındıran kapalı sitelerin bulunduğu bir bölgenin kenarında, göle doğru bakan bir arazide bulunmaktadır. Tasarımın omurgasında yer alan ölçütler içinde en belirgin olanı, herhangi bir yapısal dile yatırım yapmaktansa ibadet sırasında mekândan alınan ruhsal ve bedensel zevkin önplana alınmasıdır. Yapının yerle hemhal olmak üzere bulunduğu arazinin eğiminde kaybolması, sanki hep o yerde imiş gibi toprağa tutunması ve bu yolla tüm zamansal ve kültürel angajmanlardan özgürleşebilmesi amaçlanmıştır. “Biçim”in olabildiğince geri plana çekildiği, tarihsel yüklerden olabildiğince arınmış, ışığın ve maddenin kendilerini en saf şekilde ortaya koyduğu, neredeyse ilksel bir iç dünya oluşturmak temel motivasyon olarak ortaya çıkmıştır. Cami, kullanılan malzemelerin kendilerini oldukları gibi ortaya koydukları, fazlalıklardan arınmış, sade bir iç mekâna sahiptir. Çıplak beton duvarlar mekâna bir tür ilksellik hissi katmaktadır. Mihrap duvarından sızan ve gün içinde sürekli değişkenlik gösteren doğal ışık, belki de mekânın yegane tezyinatıdır. Onun ortama katacağı ruhani tadın, bir yandan bu alanı ibadetten zevk alınacak bir mekân haline getirmesi, diğer yandan da güçlü etkisi ile insanın iç dünyasında bir tür coşku yaratması umulmaktadır. |